BASINA VE KAMUOYUNA

Sa, 08/08/2023 - 16:57 tarihinde GörevHukukYönetici tarafından gönderildi

Gün geçmiyor ki bir noterde okuma-yazma bilen  mesleği-kariyeri olan görme engelli bir birey insan haklarının, eşitlik ilkesinin ve insan onurunun yok sayıldığı ayrımcı bir uygulamayla karşılaşmasın!!!

Bu kez 06.08.2023 tarihli Milliyet Gazetesinin haberine göre; Fetiye’de bir notere vekaletname çıkarmak için giden Türkiye’nin ilk diplomatı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu üyesi Görme engelli olan sayın dilek ERTÜRKT’ten ilgili noter işlemi yapmak için haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak iki tanık istemiştir.

Bir hukuk kurumu olan ve hukukçulardan oluşan Türkiye Noterler Birliği ve noterler bu uygulamalarıyla açıkça hukuku ve Anayasamızda tanımlanan hukuk devleti ilkesini sürekli yok saymaktadır.

Zira; Türkiye Noterler Birliği hukuka aykırı olarak çıkardığı önce 2014/2 sonra bunun devamı şeklinde olan 2019/5  sayılı genelgeleriyle okuma-yazma bilen imza atabilen görme engelli bireylerden düzenleyici işlemlerde iki tanık bulundurulmasını zorunlu tutmaktadır. Bu uygulama başta Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına İlişkin Sözleşme, Anayasa, Noterlik Kanunu, Borçlar Kanunu, Engelliler Hakkında Kanun olmak üzere ulusal ve uluslararası bir çok hukuk metinlerine aykırılık teşkil etmektedir.

 

Aynı kaygılarla hareket eden Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye Noterler Birliğine bu konudaki uygulamalarının hatalı olduğuna dair bir görüş yazısı göndermiştir.

Anılan görüş yazısında, “Görme engelli bireylerin günümüzde avukatlık, psikologluk, üst düzey yöneticilik, öğretmenlik gibi kariyer meslekleri icra ettikleri belirtildikten sonra: Çağın koşullarına göre, gelişen teknolojik gelişmeler bir arada değerlendirildiğinde artık görme engelli her birey için fiilen okuma ve yazma imkanına sahip olmamanın, işlemin içeriğine vâkıf olamama sonucunu zorunlu olarak doğurmayacağı düşüncesinin hatalı olduğunu belirtilmektedir.

 

Görme Engelli Evrensel Hukukçular Derneği; ülkemizdeki hukuk sisteminin temel insan haklarına, çağdaş ve demokratik değerlere uygun hale getirilmesine insanlık tarihinin binlerce yıllık kazanımlar ile elde ettiği hakların kullanılmasına katkıda bulunmak, engellilerin, sosyal, kültürel ve ekonomik haklarını kullanmalarım engelleyen ayrımcı hukuk kurallarının ortadan kaldırılmasını sağlamak, engelli hukukçuların mesleki sorunlarının çözümlenmesi için çalışmalar yapmak ve engelli hukukçular arasındaki mesleki dayanışmayı sağlamak amacıyla 22 yıldan beri faliyet gösteren bir sivil toplum örgütüdür.

Bu bağlamda derneğimiz, Türkiye Noterler Birliği’nin  hukuka aykırı olarak çıkardığı 2019/5 sayılı genelgesinin hukuka uygun hale getirilmesi için gerek idari gerekse yargısal yolları kullanarak çalışmalar yürütmektedir.  Nitekim, bu konuda Türkiye Noterler Birliği’ne yaptığı başvurunun sonuçsuz kalması üzerine; Danıştay 8. İdari Dava Dairesi Başkanlığının 2022/5763 Esasında kayıtlı dava ile iptal davası açmıştır. Anılan dava halen devam etmektedir.

Ayrıca yönetim kurulu üyemiz Sayın Avukat Müjgan BİLGEN ÖZEN’DE 2019 yılında İzmir’deki bir noterde Sayın Dilek ERTÜRKÜN yaşadığı hukuka aykırı, ayrımcılık içeren, onur kırıcı işlemle karşılaşmıştır. Yönetim kurulu üyemiz sayın BİLGEN ÖZEN Avukatlık, arabuluculuk, Uzlaştılmacılık gibi hukuk mesleklerini başarıyla yürütmesine ramen noterde vekaletname çıkarırken kendisinden iki tanık istenmiştir. Yönetim kurulu üyemiz sayın Müjgan BİLGEN ÖZEN’de Genelgenin iptali için Danıştay 8. İdari Dava Kurulu Başkanlığına dava açmıştır. Bu davaya Derneğimiz müdahillik talebinde bulunmuştur ve süreci yakından takip etmektedir.

yönetim kurulu üyemiz Sayın Avukat Müjgan BİLGEN ÖZEN Karşılaştığı onur kırıcı uygulamadan dolayı İzmir…  Noterini ve Türkye Noterler Birliği’ni Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna şikayet etmiştir. Kurum insan hakları açısından örnek bir karar vermiştir. Bu uygulamanın doğrudan ayrımcılık içeren hukuka aykırı bir uygulama olduğunu belirtmiş hem İzmir noterine hem de Türkiye Noterler Birliğine 40000TL  para cezası vermiştir.

Bunun yanında; Türkiye Noterler Birliği’nin  bu ayrımcılık içerem ve insan onuruna aykırı olan hukuk dışı uygulamasının  düzeltilmesi için Adalet Bakanlığı’nın ve  Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın da görüşleri bulunmaktadır. Ama bütün bu kararlara, görüşlere, sivil toplum kuruluşlarının mücadelesine ramen Türkiye Noterler birliği hukuk dışı uygulamasını ısrarla sürdürmektedir.

önemle belirtmek gerekir ki; Görme engelli bireyler ayırt etme yeteneğine sahiptirler. Yapacakları işlemlerde kendisinin zarara uğrama ihtimalinin olduğunu düşünürlerse yanlarında tanıklarını götürerek işlemini yapabilecek yeterliliğe de sahiptirler. Görme engellilerin yapacakları işlemlerde tanık bulundurulması, ancak onların isteği bu yönde olduğu zaman uygulama alanı bulmalıdır. Görme engellilerin tanığa değil erişilebilirliğe, hukukun uygulanmasına ihtiyaçları vardır. Günümüz teknolojisi görme engelli vatandaşların herhangi bir belgeyi kimsenin yardımına gereksinim duymadan okuma ve inceleme olanağı vermektedir. Dijital teknolojinin sunduğu imkanların yanında Braille alfabesi kullanılarak hazırlanacak metinler de görme engelliler tarafından kolaylıkla okunabilecek durumdadır. Tüm bu imkanların mevcut olmasına ve görme engellilerin yapacağı işlemlerde tanık bulundurulması için görme engellinin isteğinin bulunması gerektiği hususu kanunlar ile açıkça düzenlenmiş olmasına rağmen, görme engellilerin yapacağı düzenleme şeklindeki işlemlerde iki tanık bulundurulmasının zorunluluk olarak dayatılması insan onuru, eşitlik, ayrımcılık yapmama  gibi hukuk kurallarının zedelenmesi anlamına gelmektedir. Bu nedenle Derneğimiz bu hak ihlalinin ortadan kaldırılması için gereken mücadeleyi sonuna kadar yürütecektir …