Literatür 2. Bölüm. BM Engelli Hakları SÖZLEŞMESİ ve AİHM’in Engellilere Yönelik Makalelerini İçeren Bibliyografya (Hikmet KARADAĞ)

Ct, 12/24/2022 - 14:40 tarihinde GörevHukukYönetici tarafından gönderildi

LİTERATÜR İKİNCİ BÖLÜM: BM ENGELLİ HAKLARI SÖZLEŞMESİ VE AİHM’İN ENGELLİLERE YÖNELİK MAKALELERİNİ İÇEREN BİBLİYOGRAFYA

 

 

Hazırlayan: Avukat Hikmet KARADAĞ

 

 

Bu bölümde, Engelli Hukuku ve engelli hakları konusunda çalışan; akademisyenler, hak savunucuları, avukatlar, meslek elemanları, sivil toplum ve kamu temsilcileri, sendikalar, partiler, birlikler, odalar ve baroların çalışmalarını kolaylaştırmak ve gerekli hukuki ve toplumsal nosyonu sağlamak amacıyla; engellilerin toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve diğer hukuksal sorunları hakkında yayınlansın, yayınlanmasın yazılmış; kitap, çeviri, derleme, araştırma, inceleme, makale ve raporların indeksli listeleri yayınlanacaktır. Dergimizin bu sayısında BM Engelli Hakları Sözleşmesi ve AİHM’nin engelliler hakkında vermiş olduğu kararlar ile ilgili olarak tespit edebildiğimiz; makalelerin indeksi sunulacaktır. Bu çalışmaları yaparak kamuoyunun yararlanmasına sunan herkese en içten duygularımız ile teşekkürü borç biliyoruz. Umarız, bu tür çalışmalar ve bu çalışmalardan yararlananların sayısı artar. Yaptığımız bu yayınla, bu amacın gerçekleşmesi için birazcık olsun katkımız olacaksa, işbu çalışma amacına ulaşmış demektir.

 

1-BM ENGELLİ  HAKLARI SÖZLEŞMESİ

 

***2011 Engelli Hakları Sözleşmesi’nde Ayrımcılık Yasağı ve Türkiye’nin Uyum Sorunu, Prof. Dr. Selda Çağlar, ”, TBB Dergisi, Sayı 96, Eylül-Ekim, s.149-178 (Eylül 2011)

***2016 Onuncu Yılında Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin İnsan Hakları Sözleşmesi ve Sözleşme Ruhu, Elif ÇELİK, (2016), İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2016, 219 - 246

Öz: Bu çalışma, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilmesinin üzerinden on yıla yakın bir süre geçen Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ne (CRPD) yönelik kısa bir değerlendirmeyi ve Sözleşme çerçevesinde engellilerin insan hakları yaklaşımında son yıllarda gelinen noktayı ortaya koymayı amaçlamaktadır. Literatürde bir “paradigma değişikliği” olarak adlandırılan Sözleşmeye bu özelliği sağlayan unsurlar bilhassa vurgulanmaya değer olduğundan, çalışma kapsamında Sözleşmenin ruhu olarak ifade edilebilecek bu prensiplerden öne çıkanların neler olduğu ve söz konusu prensiplerin gerek Sözleşme metni ve maddelerinde, gerekse uygulamada nasıl yorumlandığı ve hayat bulduğu konu edinilecektir

***2018 Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme ve Türkiye'de Engelli Hakları, Ezeli AZARKAN , Ekrem BENZER, (2018), Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 38, 2018, 3 - 29

Öz: Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına Dair Uluslararası Sözleşme engelli bireylere eşitlik, haysiyet, özerklik ve topluma tam katılım tanıyan ilk kapsamlı sözleşmedir. Sözleşme 21’inci yüzyılın ilk insan hakları belgesi olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle Sözleşme büyük bir öneme sahiptir.

***Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin Sorgulanması, M. Arif AKŞİT Mehmet KUŞKU Gülseren OKTAY Ömür ŞAYLIGİL , (2018), Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Yenidoğan Dergisi, Cilt 3, Sayı 2, 2018, 261 – 302

Öz: Amaç: Sorunlu, kusurlu veya sekelli bireylere farkındalık temelinde yaklaşım boyutu irdelenmektedir.
Dayanaklar/Kaynaklar: İnsan Hakları, Engelli Hakları ile İlgili Birleşmiş Milletler Sözleşmesi dikkate alınmış, bu Sözleşme temelinde değerlendirme yapılmıştır.
Giriş: Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme engellerin sağlık açısından engellerin kaldırılması şeklinde
olmadığı, kişilerin onuru, değeri, eşit ve devredilmez hakları dünyada özgürlüğün, adalet ve barışın temeli olan, ayrımcılığa uğramadan, ayırımcılığın önlenmesi, eşit koşulların sağlanması, yaşam koşullarının gelişmesi, temel özgürlükler, bireysel varlığın ve bağımsızlığın önemi, dezavantajlarının kaldırılması, fırsat eşitliği ve empati yapmak olarak belirtilmektedir.
Amaç: Sorun, kusur ve engelli olan bireyler açısından durumlarını algılamak, farkındalık konusunda bir düşünce yaklaşımı yapılmıştır. Bu Bölümde özet halinde “Farkındalık İlkeleri” sunulmakta, “Farkındalık Boyutu üzerine Düşünceler” ise ikinci Bölümde sunulmaktadır.
Dayanaklar/Kaynaklar: İnsan Hakları ve Birey Hakları temelinde yaklaşım yapılmıştır. Felsefe görüşleri
açısından etik kavramlar oluşturmaya çalışılmıştır.
Giriş: Bazı vurgular yapılarak Sözleşmenin değerlendirmesi öne çıkmaktadır.
Genel Yaklaşım; Farkındalık değerlendirmesi: 1) objektif olmak, 2) birey hakkı önceliklidir, 3) tüm yaşam boyutunu kapsamalıdır, 4) ayrıştırma değil bütünleştirmeli, gruplaştırmamalı, sınıflandırmamalı, 5) hak edişe göre hakkı vermek, 6) kibir, benlik ile değil, gerçek üzere olmak, 7) eğitilmek, eğitilebilmek, gelişimi ve bilimi talep etmek, 8) peşin hükümlü değil, duruma ve gelişime göre uyarlama yapabilmek, 9) aklı bilimi yorumlamak üzere kullanmak, 10) yaklaşımların bireye ve soruna göre özel ve özgül olması, 11) değerleri algılamak olarak vurgulanmaktadır.
Yaklaşım: Bireylerin farkındalığı konusunda bir düşünce oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Sonuç: Farkındalık insanın sorunlu, kusurlu ve engelli olması değil, insan olmasının algılamasıdır.
Yorum: Farkındalık bilinç durumu ile algılamaktır ki, bunun oluşmasında en önemli yöntem empati olmaktadır.

***2019 Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Komitesi’nin Karar ve Genel Yorumları, Dr. Öğr.  Üyesi Ü. Songül ATAK, Dicle Üniversitesi Anayasa Hukuku Ana Bilim Dalı, İzmir Barosu Dergisi, Mayıs, 2019

Öz: Birleşmiş Milletler’in engelli hakları alanında kabul etmiş olduğu belgeler içinde en önemli belge Engelli Hakları Sözleşmesi ile Seçmeli Protokol’dür. Sözleşme’nin hükümlerinin Sözleşme’ye taraf olan devletlerde uygulanmasını izleme görevi bu amaçla kurulmuş olan Engelli Hakları Komitesi’ne verilmiştir. Komitenin görevleri; taraf devletlerce sunulan raporları incelemek, Sözleşme’yi ağır ve sistematik şekilde ihlal ettiği iddia edilen devletler hakkında soruşturma yürütmek, Genel Yorumlar kabul etmek ve Sözleşme’de düzenlenen hakların ihlalleri konusunda yapılan bireysel şikâyetleri incelemektir. Bu çalışmada, Birleşmiş Milletler Engelli Hakların Komitesi’nin kurulduğu günden beri kabul etmiş olduğu Genel Yorumlar ile Sözleşme’de yer alan hakların ihlaline ilişkin yapılan bireysel şikâyetler hakkında verdiği kararlar incelenmiştir.

***2019 Uluslararası İlke ve Standartlar Bağlamında Engelli Hakları, Nuray GÖKÇEK KARACA , (2019), Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, 2019, 1 - 34

Öz: Dünya nüfusunun görülmemiş hızla yaşlanması ve kronik hastalıklardaki artış engelli sayısını gün geçtikçe artırmaktadır. Bu nedenle günümüzde engellilerin toplumsal yaşama katılımının önündeki engellerin kaldırılması ve sahip oldukları potansiyelin ortaya çıkarılması toplumsal uyumları açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle engelliler geçmişte hiç olmadığı kadar yaşadıkları ekonomik, sosyal ve sağlık sorunlarının giderilmesi bağlamında sosyal politikaların odağı haline gelmiş ve sahip oldukları haklar hem uluslararası hem ulusal düzenlemelerle güvence altına alınmaya başlanmıştır. Bu çerçevede, hiç kuşkusuz Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ) ve Dünya Tabipler Birliği çok sayıda uluslararası kuruluş tarafından engellilere yönelik sosyal yaşam, sağlık, sosyal güvenlik, eğitim, istihdam, erişebilirlik, bakım ve rehabilitasyon ve mali kolaylıklar konularında hükümler ihtiva eden düzenlemeler yapılmıştır. Uluslararası ilke ve standartlar çerçevesinde oluşan engelli hak, yetki ve korumalarının engellilere yönelik Türk mevzuatı incelendiğinde büyük oranda tanındığı görülmektedir. Bunumla birlikte hem uluslararası hem de ulusal düzeyde yapılan engelli haklarını güvence altına alan düzenlemeler dağınık halde bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı, engellilere yönelik dağınık halde bulunan mevzuatın bir araya getirilerek konular açısından bir arada ve topluca değerlendirilmesi, engelli haklarının korunması için gerekli yükümlülüklerin daha belirgin hale getirilerek kamusal farkındalık ve bilinç oluşturulmasıdır. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmada, uluslararası ilke ve standartlar bağlamında engellilerin sahip oldukları haklar ile bu haklara dayalı uygulamalar ulusal yasal dayanakları ve uygulamaları bağlamında ayrıntılı inceleme konusu yapılmıştır.

***2019 Uluslararası Antlaşmalar Çerçevesinde Engellilerin Eğitim Hakkı, Zülfü DEMİRTAŞ , (2019), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Akademik Dergisi, Sayı 2, 2019, 39 - 59.

Öz: Bireyin çevresine uyumunu ve gelişmesini sağlamayı hedefleyen eğitimin toplumda yaşayan her birey açısından bir hak olarak kabulü İkinci Dünya Savaşı sonrasında benimsenen bir düşüncedir. Dünyada yaşanan insan haklarına yönelik olumlu düşünceler, eğitim alma hakkının da her birey için vazgeçilmez haklar arasında olması gerektiği anlayışını egemen kılmıştır. Bu dönemde yapılan pek çok antlaşmada eğitim hakkının devletler tarafından bütün vatandaşlarına tanınması, eğitimin en azından temel eğitim düzeyinde ücretsiz olması, ortaöğretimde eğitimin çeşitlendirilmesi, yükseköğretimin fırsat ve imkânları ölçüsünde herkese açık olması hükümleri yer almıştır. Bununla birlikte eğitimde dezavantajlı gruplara ayrımcılık yapılmamasının yanında pozitif ayrımcılık yapılması düşüncesi egemen olmuş ve bu düşünce de uluslararası sözleşmelere yansımıştır. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan antlaşmaların neredeyse tamamını onaylamıştır. Bundan dolayı Türkiye bütün bireylerin eğitim hakkı ile birlikte, engellilerin eğitim hakkını tanımaktadır. Engellilerin eğitim hakkını normal eğitim sistemi içerisindeki normal okul ve sınıflarda kullanabilmesinin önünde önemli engeller vardır. Bu engellerin kaldırılabilmesi için özel eğitim ve kapsayıcı eğitimi seçeneklerinin devreye girmesine gereksinim vardır. Özel eğitim seçeneği, gereksinimlerinden dolayı engellilere ayrı okul ve sınıflarda eğitim verilmesini gerektirir. Kapsayıcı eğitim seçeneği ise genel okul ve sınıfların, özel gereksinimi olan bireylerin gereksinimlerini karşılayabilecek düzenlenmesini gerektirir. Özel gereksinimi olan bireyler bu sınıflarda eğitime devam ederek akranları ile kaynaşabilmektedir. Bu sayede, engelli bireylerin temel eğitimden yükseköğretime olan bütün eğitim basamaklarında eğitime erişim ve devam oranları artırılabilir.

***2020 Engellilere Yönelik Ayrımcılık ve Makul Uyumlaştırma Kavramı, Enes ERSÖZ , (2020), Necmettin Erbakan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 3, Sayı 2, 2020, 149 - 163

Öz: Günümüzde engellilere yönelik yaklaşım, onların toplumsal hayata dahil edilmesi, diğer bireylerle eşit fırsatlara sahip hale getirilmesi yönünde değişmektedir. Bu bağlamda geçmişteki koruyucu ve bakıma muhtaç kişiler oldukları yönünde bakışın bugün değiştiği söylenebilir. Engellilere yönelik yaklaşımın değişmesi hukuk cephesinde de birtakım değişikliklerin yapılması ihtiyacını doğurmaktadır. Birçok uluslararası sözleşmede kendine yer bulan ayrımcılık yasağı engelliler için de geçerlidir. Engellilerin toplumsal yaşama dahil edilebilmesi, hukuki anlamda maruz kaldıkları ayrımcı yaklaşımların ortadan kaldırılmasıyla da ilişkilidir. Bu noktada makul uyumlaştırma kavramı gündeme gelmektedir. Kavram özellikle dezavantajlı grupların maruz kaldıkları eşitsizlikçi yaklaşımların hukuki anlamda ortadan kaldırılması için ortaya çıkmıştır.

***2021 Engelli Bireylerin Bilgi Edinme Hakkı: Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin Yaklaşımı Bağlamında Bir Değerlendirme. Aslı ŞİMŞEK ÖNER , (2021), Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, 2021, 409 - 444

Öz: Bu çalışmanın konusunu Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin (EHİS) kendine özgü yaklaşımı çerçevesinde bilgi edinme hakkını incelemek oluşturmaktadır. EHİS, 21. yüzyılın ilk uluslararası insan hakları sözleşmesi olmak bakımından kendinden önceki insan hakları düşüncesinin mirasını Sözleşme yapım aşamasına ve Sözleşme metnine taşımayı başarmıştır. Buna göre engelli bireylerin bilgi edinme hakkı, günümüz bilgi toplumlarında bilgiye erişim bağlamında değerlendirilmektedir. Bilgiye erişim ise EHİS’te erişilebilirlik ve adalete erişim kavramları ile birlikte ele alınan temel bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla EHİS’in insan haklarına yönelik güncel yaklaşımına göre mevcut insan hakları kategorilerinin yeniden ele alınmasına ihtiyaç vardır. Bu çalışmanın amacı da bilgi edinme hakkı özelinde, ayrımcılığa karşı bilgiye erişimde pratik ve kolaylaştırıcı olanakların engelli bireylere sağlanması yönündeki insan hakları temelli bakış açısına katkı sunmaktır.

 

 

 

 

 

2- AVRUPA BİRLİĞİ VE AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

 

***2008 Engelliler ve Turizm: Avrupa Birliği ve Türkiye Uygulamaları Üzerine Kavramsal Bir Karşılaştırma,  Esin Özkan YÜRİK, Nilgün AVCI , (2008), Avrasya Etüdleri, Cilt 34, Sayı 2, 2008, 109 – 125

Öz: İnsanlar için tatilin bir gereksinime dönüşmüş olması, aynı zamanda çağdaş yaşam hakkı olarak da algılanmasını beraberinde getirmiştir. Tüm insanlar için önemli bir gereksinim olarak değerlendirilen tatilin, engelli kişiler için önemi daha da fazladır. Rehabilitasyona, ortam değiştirmeye, eğlenme ve dinlenme içeren seyahate engelliler ve yakınları daha fazla gereksinim duymaktadırlar. Engelliler, beraber yaşadığı aile bireyleri ve bakımından sorumlu olan kişiler genellikle birlikte tatil yapmaktadırlar. Engelliler, tüm bu çevreleriyle birlikte değerlendirildiğinde turizmde hiç de küçümsenemeyecek bir pazar yaratmaktadır. Bu çalışmada, yıllardır tüm dünyada üzerinde önemle durulan, turizmde engellilerin durumu, Türkiye ve AB uygulamaları üzerinden incelenmiştir. Bu çalışmada, turizmde engelli pazarının boyutlarının büyüklüğü göz önüne alınarak, Avrupa Birliği ve Türkiye’deki engellilere yönelik olarak yapılan düzenlemeler ve uygulamalar kavramsal olarak incelenmiştir. Önce Avrupa Birliği’ndeki engellilerle ilgili bilgiler verilmiş, bazı birlik üyesi ülkelerdeki engellilere yönelik faaliyetler kısaca anlatılmıştır. Daha sonra Türkiye’deki engellilere ilişkin bilgiler ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tesislerdeki engellilere yönelik düzenlemeleri aktarılmıştır

***2015 Türkiye’nin AB’ye Uyum Sürecinde Engellilerin Değişen Konumu, Ayşegül DEMİR, (2015), Sosyoloji Dergisi, Sayı 31, 2015, 59 – 83

Öz: AB devletlerarası olma niteliğine sahip, siyasi ve ekonomik olarak örgütlenmiş bir oluşumdur. Bu birliğe katılmayı bekleyen aday ülkelerin birliğe katılabilmeleri hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, istikrarlı bir demokrasi, birlik üyeleri ile rekabet edebilecek bir ekonomi ve AB yasalarını içinde bulunduran üyelik koşullarını kabul etmelerine bağlıdır. Birliğe aday olan ülkelerden biri olan Türkiye’nin katılım için bu ölçütlere uyma konusundaki tutumu her yıl ilerleme raporlarıyla belgelenmektedir. Söz konusu raporların boyutlarından biri olan insan hakları kriterlerinde içerilen önemli temalardan birini engelliler oluşturmaktadır. Çalışmada, Türkiye’nin engelliler konusunda gösterdiği değişimin eğilimini saptamak hedeflenmiştir. Çalışmanın materyalleri olarak belirlenen, 1998-2013 yılları arasında AB’nin Türkiye ilerleme raporları, niteliksel içerik analizi yapılarak değerlendirilmiştir.

***2015 İnsan Hakları Çerçevesinde Engellilerin Seyahat Hakkı ve Avrupa Birliğindeki Yasal Düzenlemeler, Ümmühan KAYGISIZ, Gülay BULGAN, (2015), Akademik Bakış Uluslararası Hakemli Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 49, 2015, 98 - 106

Öz: Seyahat hakkı tüm bireylerin hakkı olduğu gibi engelli bireyler içinde en temel haklardan bir tanesini teşkil etmektedir. Fakat bu alanda yapılan araştırmalar engelli bireylerin seyahat haklarından tam ve etkin bir şekilde yararlanamadığını gösterir niteliktedir. Oysa engelliler dünyadaki turizm endüstrisi için giderek büyüyen önemli bir pazar konumundadır. Avrupa Birliği dünyada insan haklarına oldukça fazla değer veren uluslar üstü bir birliktir. Bu çalışmanın amacını, Avrupa Birliğindeki ülkelerin engellilerin seyahat hakkı ile ilgili mevcut düzenlemelerini ortaya koyarak, var olan durumu tespit etmeye çalışmak oluşturmaktadır. Bu çalışma ile Avrupa Birliğindeki ülkelerin bu alandaki durumu incelendiğinde yapılan yasal düzenlemelerin uygulamaya tam anlamıyla geçirilemediği tespit edilmiştir.

***2016 Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) Çerçevesinde Yükseköğretime Erişimi ve Katılımı Genişletme Politikalarının Değerlendirilmesi*, Hilal BÜYÜKGÖZE, Murat ÖZDEMİR, (2016), Yükseköğretim Dergisi, Cilt 6, Sayı 1, 2016, 40 - 46

Öz: Bologna Süreci 1999'da 29 ülkenin katılımıyla İtalya-Bologna'daki toplantı ile başlamış ve sonrasında Avrupa Yükseköğretimden Sorumlu Bakanlar Toplantısı'nın birkaç yılda bir düzenlenmesiyle gelişmiştir. Bu çalışma kapsamında, Belçika'nın Leuven ve Louvain-la-Neuve şehirlerinde 2009 yılında düzenlenen konferans bildirgesinde belirtilen gelecek on yıllık süreçte "yükseköğretime erişimi ve katılımı genişletmeye" yönelik önceliğin Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) ülkelerinin ulusal yükseköğretim politikalarına ne derece yansıtıldığı ve bu doğrultuda ne tür somut adımların atıldığının belirlenmesi hedeflenmektedir. Bulgular, 48 üyesi bulunan AYA dahilinde yalnızca dört ülkenin 'yükseköğretime erişimi ve katılımı genişletme' hedefine ulusal eğitim politikalarında yer vermediğini göstermiştir. Ayrıca, bu kapsamdaki politikalar ve önlemler incelendiğinde, ülke çapında genel bir politika izlenmesi ya da yalnızca dezavantajlı grupların erişim ve katılımının arttırılmasına yönelik politika izlenmesi şeklinde makro ve mikro düzeyde uygulamalar olduğu belirlenmiştir. Makro politikalar arasında yükseköğrenim harcının kaldırılması, üniversite bulunan yerleşim yeri sayısının ve yükseköğrenim programlarının sayısının arttırılarak daha esnek bir yapıda sunulması yer almaktadır. Mikro düzeydeki önlemler arasında ise bedensel engelli öğrencilere yönelik farklı yükseköğretime geçiş sınavlarının uygulanması, engelli öğrencilere ait ayrı kontenjanların ayrılması ve göçmen ve etnik gruplara yönelik imkanların arttırılması sayılabilir. Genel olarak, makro düzeyde ilerleme sağlansa da tüm politika ve önlemlere rağmen yükseköğretimin dezavantajlı gruplardan gelen öğrenciler (engelliler, öksüz/yetim, düşük gelirli, kırsal kesimde yaşayan, etnik köken) için halen kolay erişilebilir olmadığı belirtilebilir.

***2016  İspanya’da Kamu İdareleri İle Sivil Toplum Örgütlerinin Engelliliğe İlişkin Toplu Hareketlerinin İlişkisi, Miguel Ángel GARCÍA OCA, Natacha LEÓN ÁLVAREZ, Luis JAÉN CAPARRÓS , (2016), Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, Cilt 0, Sayı 35/2, 2015,

Öz: There lationship between Public Authoritiesandthe Associative Movement of Non-Governmental Organizations (hereinafter P.A andNGOs, respectively) in Spain is fairlyr ecent. Although great advances have been achievedduetotheconstantactivity of the associations, thefocus on the seadvances has to be localized with inthelasttwenty years, in which the associativemovement has progressedenormously. This paperfocuses in theprogression of the movement relatedto the historical development of Spain in the secondhalf of the twentieth century, as well as the currentsituationregardingregulations, lawsandordersthatdefendandpromoteaccessibilityandtherights of people with disabilities, whicharethe main focusandraisond’être of the associativ emovement. There viewalsodescribes the current situationand provides examples on how therelationshipbetweenPublic Administration andNGOsworkscurrently, as well as the newlyfoundedlinks with newinitiativesaligned with the developmentlines of theEuropeanUnionandhigherentities. A casestudytofurtherexplainthissituation is alsoincluded, appliedto the Spinal CordInjury Foundation in Madrid.

***2019 Avrupa Ülkelerindeki Gelişmeler Işığında Türkiye’ de Engelli Evde Bakım Hizmetlerinin Değerlendirilmesi: Sivas İli Örneği, Naim KARAGÖZ , Selin ÜSTÜN, Ebrar ILIMAN, (2019), Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 7, Sayı 4, 2019, 279 - 291

Öz: Sağlık hizmetleri, herkesçe en önemli hizmet grubundadır. Sağlık hizmetlerinin maliyetli harcamalarının karşılanmasında ihtiyaç sahiplerine devlet desteğinin sağlanması çok önemli bir politikadır. Özellikle engelli kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması süreklilik arz ettiğinden diğer sağlık harcamalarına göre uzun dönemde daha yüksek maliyetlidir. Bu nedenle engelli kişilerin ihtiyaçlarını karşılarken devlet tarafından desteklenmesi daha da önemlidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2006 yılı itibari ile sunmaya başladığı Engelli Evde Bakım hizmeti, ağır engeli bulunan kişiler ve yakınları için önemli bir destek sağlamaktadır. Bu çalışmada Avrupa ülkeleri (Almanya örneği) ile Türkiye’de engelli evde bakım hizmeti arasındaki farklılıklar, bu farklılığın nedeni ve Sivas ilinde engelli evde bakım hizmetinden faydalanan kişi sayısı incelenmiştir. İnceleme esnasında engelli evde bakım hizmetinden faydalanan kişi sayısının arttığının gözlemlenmesi söz konusu hizmet modelinin amacına eriştiğini göstermektedir. 

***2019 Avrupa Birliğinin 181 / 2011 Sayılı Tüzüğüne Göre Otobüsle Seyahat Eden Yolcuların Hakları,  Ramazan DURGUT , (2019), İşletme Bilimi Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, 2019, 263 - 274

Öz: Amaç: Ülkemizde şehirlerarası yolcu taşımacılığında en çok otobüsler kullanılmaktadır. Genellikle orta ve büyük ölçekli şirketlerin yer aldığı otobüs taşımacılığı şeklinde bir sektör de oluşmuştur. Otobüsle yolcu taşıma sözleşmesinde, daha zayıf taraf konumunda bulunan yolcunun asgari seviyede de olsa korunması gerekmektedir. Otobüs taşımacılığı sektörünün gösterdiği özellikler dikkate alınarak, sektördeki şirketlerin hizmet kalitesi iyileştirilmeli ve yükseltilmelidir. Otobüs kazası sonucunda yaralanan veya vefat eden yolcular ilgili tazminat talepleri Avrupa Birliğine üye ülkelerin iç hukuklarında hali hazırda düzenlenmiştir. Ancak başta yolcuların sigorta edilmesi, engelli yolcuların hizmete erişimi, yolcuların seyahat öncesi ve sonrası bilgi alması, seferin gecikmesi ve iptali hallerinde yolcuların hakları ile yolcuların otobüs işletmeciliği yapan şirketleri şikâyet etmeleri ile şikâyetlerin makul sürede sonuçlandırılması için Avrupa Birliğince 16 Şubat 2011 tarihinde 181/2011 sayılı Tüzük çıkarılmıştır. Böylece AB üyesi ülkelerde otobüsle seyahat eden yolcularla ilgili yeknesak bir düzenleme oluşmuştur. Ülkemizde otobüsle seyahat eden yolcuların haklarına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Kısmen Karayolu Taşıma Kanunu kısmen de Türk Ticaret Kanununda bir takım düzenlemeler bulunsa da, AB’ye uyum çerçevesinde bu konuda da özel düzenleme yapılması gerekmektedir. Olası Türk Yolcu Taşıma Kanunu ve buna ilişkin çıkarılacak Yönetmeliklerde AB’nin 181/2011 sayılı Tüzüğünün emsal alınması bakımından çalışmamız faydalı olacaktır.

***2019  Ayrımcılık Yasağı Bağlamında Engelli Bireylerin Haklarına İlişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları, Ayşe ÖZKAN DUVAN, (2019), Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 3, 2019, 311 - 349

Öz: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi “engelli” terimini içermemesine karşın, eşitlik hakkı ve ayrımcılık yasağını düzenleyen hükümleriyle engelli bireyler için önemli güvenceler sağlamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin engelli birey haklarına yönelik yaklaşımı 14. maddedeki düzenleme ve ayrımcılık yasağını genelleştiren 12. Protokol’le sınırlı değildir. Engelli bireylere ilişkin uyuşmazlıklarda yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, evlenme hakkı, seçme hakkı, özel yaşama saygı hakkı, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı ve kötü muamele yasağı gibi haklar da bazen ayrımcılık yasağı bağlamında, bazen de ayrımcılık yasağından bağımsız olarak değerlendirilmiştir. Mahkemenin Poirrez/Fransa, Glor/İsviçre, Çam/Türkiye, Guberina/Hırvatistan ve Şahin/Türkiye kararlarında ise ayrımcılık yasağı ekseninde engelli bireylerin hakları koruma altına alınmıştır. Mahkeme bu içtihadında Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi gibi spesifik olarak engelli birey haklarını düzenleyen kaynaklara sıkça atıf yapmış, ulusal ve uluslararası hukuk düzleminde emsal teşkil eden kararlara imza atmıştır.

***2021 Sosyal Demokrat Refah Devletlerinin Engellilere Yönelik Sosyal Politikaları: İsveç Örneği . Turgut ÇILĞIN , (2021), Ankara Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 4, Sayı 8, 2021, 129 - 152

Öz: Dünya genelinde engelli insanlara yönelik sosyal refah politikaları yürütülmektedir. Bu politikalar ülkelerin benimsediği sosyo-ekonomik anlayışlara ve ülkenin ekonomik gücüne göre değişiklikler göstermektedir. Devletlerin sosyal refah politikaları, günümüzde dezavantajlı gruplar için hayati önem arz etmektedir. Dezavantajlı gruplar içerisinde belki de en savunmasız olan grup engelli insanlardır. Bu çalışmada Esping Andersen’in sınıflandırmasına göre Sosyal Demokrat Refah Rejimleri grubunda yer alan İsveç’in engelli insanlara yönelik sosyal refah politikalarının başarılı olduğu noktalar ve devam eden sorunlar literâtür taraması yapılarak incelenmiştir. Araştırma sonucunda genel anlamda başarılı uygulamaların olduğu görülse de özellikle engelli kadınlar ile ilgili problemlerin yaşandığı görülmüştür.   

***2022 Esenlendirme (Rehabilitasyon): Alman ve Türk Hukuku Bakımından Bir İnceleme Ali Nazım SÖZER, (2022), Yaşar Hukuk Dergisi, Cilt 4, Sayı 1, 2022, 5 - 59

Öz: Çalışma yaşamından engellilik nedeniyle uzak kalan sigortalıların işe dönüşünü sağlamayı amaçlayan esenlendirme (rehabilitasyon) sistemi, çalışmanın nüvesini oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında genel itibariyle esenlendirme kavramı irdelendikten sonra, esenlendirmenin çeşitleri olan tıbbi esenlendirme, sosyal esenlendirme ve mesleki esenlendirme kavramları üzerinde durulmaktadır. Öte yandan, konuya ilişkin olarak Alman Hukuku’ndaki düzenlemelere değinilmekte, daha sonra Türk Hukuku’ndaki mevzuat hükümleri ve uygulama ele alınmaktadır. Türk Hukuku’ndaki durum bakımından, öncelikle sigortalılık statüsüne bakılmaksızın tüm engelli vatandaşlar bakımından uygulama alanı bulan düzenlemeler üzerinde durulmaktadır. Daha sonra, işçiler, kamu görevlileri ve sosyal tazmin alacaklıları bakımından özel düzenlemeler inceleme konusu yapılmaktadır.